Thursday, May 21, 2009

RÖPORTAJ @ BABYLON ISTANBUL



Taksim' in sahipsiz arka sokaklarından biriyken, İstanbul' un en gözde yemek- eğlence ve kültür merkezine dönüşen Asmalımescit' in bu hızlı ve görkemli dönüşüm öyküsünde, Babylon hiç kuşkusuz başrolün sahibidir. 1999 yılında bir performans merkezi olarak açıldığı günden bu yana, ev sahipliğini üstlendiği sanat organizasyonları ile, adeta tüm yıl süren bir festival coşkusuyla, özellikle kış aylarında bizi hiç yalnız bırakmadı. Şimdi artık Babylon Alaçatı ile, yaz aylarımızı da şenlendiriyor, Babylon Lounge ile yeme-içme mekanı olarak hizmet veriyor. Babylon' un sıcak ekibi, bizi kırmayarak röportaj talebimizi kabul ettiler. Biz de merak ettiklerimizi Babylon ekibi adına Genel Koordinatör Elif Erdost’a sorduk. Kendisinden mujdeli haberler de aldık, mesela 6000 kişi kapasiteli bir konser mekanı projesinin duyumunu ve gelecek sene Babylon’un 10.yaşı nedeniyle bizi bekleyen sürprizlerle ilgili tüyolar aldik. Devamı için Elif Hanim’la gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbeti okumanızı tavsiye ediyoruz. Bize zaman ayırdığı için kendisine yeniden teşekkürler...

Gençlerin uğrak mekanlarının başında ilk sırayı çeken Babylon İstanbul ’un mekan olarak başarısı herkesin dilinde. Bu başarının arkasındaki ekibi kısaca tanıyabilir miyiz?


Babylon’nun arkasındakı isim aslında POZİTİF. Bu nedenle ekip denilince akla ilk Pozitif ekibi gelir. Babylon’un en önemli unsuru program, tamamen ortaklardan Ahmet Uluğ’un başında olduğu Pozitif ekibi tarafından organize ediliyor. Booking departmanı tarafından Babylon’nun programı oluşturuluyor. Program oluşurken öncelikle sponsorlarımıza bakıyoruz. Yaklaşık 3-4 ay öncesinden, bir puzzle oluşturur gibi, oncelikli yabanci gruplar olmak üzere, bütün programlarımızı bitirmeye çalışıyoruz. Bunun dışında Pozitif ekibi prodüksiyon kısmında da bize büyük oranda yardımcı oluyorlar. Produksiyon ekibi ile görüşülüp teknik ekip ayarlandıktan sonra görev Babylon ekibine devrediliyor. Aslında kısaca bu aileyi şöyle özetleyebiliriz: Pozitif ana çatı festivalleri yapan firma, Babylon klüp ayağı, Doublemoon plak şirketi olmak üzere herkes birlikte, içiçe çalışıyor. Muhasebe, yeme-içme gibi bölümleri de sayarsak, Babylon Istanbul ve Lounge olarak toplamda 50 kişiyiz. Yazın bu ekibin tamamı Alaçatı’ya gidiyor, ancak orada mekanın büyüklüğü ve farklı ihtiyaçların doğması nedeni ile, dışarıdan destek alarak sayımız 150 kişiyi buluyor.

Babylon İstanbul ‘u diğer mekanlardan sizce hangi özellikleri farklı kılıyor?

Her şeyden önce bu alanda ve mekanda bir ilkiz ve öncü olmaya hep devam ediyoruz. Geçtiğimiz Nisan ayında, 10. yaşımıza girdik. Önümüzdeki sezonla birlikte, Babylon’un 10. senesini kutlayacağız.
10. yılımız anısına 400 sayfalık, fotoğraf ağırlıklı, Babylon mudavimlerinin, yerli-yabancı sahne almış sanatçıların ve basın ve plak şirketlerinin gözüyle Babylon’u anlatan bir kitap yayınlanacak. Aslında Babylon’un 10 senesini anlatan bu kitap paralelinde Asmalımescit’ in de 10 senesini anlatacak. Babylon’un ilk yıllarında Asmalımescit’te neredeyse hiç bir mekan yoktu, öyle ki insanları buraya getirmek için adres tarif ederdik. Yavaş yavaş büyümeye ve gelişmeye başladı, tıpkı bizim ekibimiz gibi. Başlangıçta çok küçük bir ekiple, herkes her şeye bakıyordu. Yavaş yavaş büyüdük ve şimdiki konumumuza geldik. Bir şeye emek verince ve sabredince karşılığını almamak mümkün değil. Ancak her şeyin bir zamanı var.

“Bu arada arkadaşlar söylemeden geçemeyeceğiz, Babylon’da gerçek bir kariyer planlaması söz konusu. Elif Hanım’dan, güvenlik görevlisi olarak işe başlayan bir arkadaşın daha sonra İşletme müdürü olması, gişedeki arkadaşın muhasebe müdürü olması gibi bir çok güzel örnek dinledik.”

Babylon’ u farklı kılan diğer bir özelliği de çalışanları demek lazım. Özellikle bar, kafe ve servise baktığımız zaman herkes minimum 7 yıldan beri bizimle çalışıyor. Bu da karşılıklı olarak her iki tarafında memnun olduğunu gösteriyor.

Farklılığımızı yaratan bir diger özelliğimiz de daha önce de belirttiğim gibi öncü olmamız. Programlarımızla, programlarımızdaki denge ile, sponsorlarımızla ve pazarlama metodlarımızla sürekli öncü kimliğimizi korumaya devam ediyoruz. Tekrar edilmemek adına sürekli yenilikçi pazarlama ve tanıtım alternatifleri geliştirip, bu sektörde bir farklılık yaratıyoruz. Her daim yeni birşeyler yapmamız gerektiği için inanın bugünü hiç yaşamıyoruz. Her daim bugünden yarını düşünmek zorundayız. 3 ay sonrası ya da 5 ay sonrasını bugünden düşünüyoruz.

Bu arada öncelikli olarak müşteriyi düşünen bir mekanizmamız var. Müşteri memnuniyetini sağlamak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Müşteriye yansıyacak her sıkıntı bizim için büyük bir sıkıntı. Her hafta toplantılar yapılıp hem bir önceki haftanın hem de gelecek haftanın kritiği yapılıyor. Sorun çözme odaklı çalışıyoruz. Babylon yenilikçi olmayı hedeflerken, özünden de uzaklaşmamaya çalışarak, sahip olduğu başarıyı korumaya çalışıyor.


Dünya’ da ve ülkemizde farklı müzik trendlerinin, tıpkı modadaki gibi farklı dönemlerde öne çıktığını gözlemliyoruz. Eminiz ki, sizler bu trendleri biz dinleyicilerden çok daha önce algılıyor ve mekanınızdaki organizasyonlara yansıtıyorsunuz. Sadede gelecek olursak - sayenizde tanıdığımız bu akımları ve müzik gruplarını hangi kanallar aracılığı ile tanıyor ve bizlerle paylaşıyorsunuz?

Pozitif bünyesinde görev yapan booking departmanındaki arkadaşlarımız, yurtdışında birçok fuara gidiyorlar. Bunun yanısıra, Pozitif’in 20 senelik bir geçmişi var. Ahmet Uluğ ’nun adı zaten dünyanın sayılı Radyo Djleri arasında geçiyor. Dünya’da çıkan tüm albümler Pozitif’e geliyor. Bugünün iletişim koşulları sayesinde, müzik ile ilgili her konuda çok hızlı haber alma şansına sahibiz. Festivallere ve fuarlara booking ve prodüksiyon ekibi her daim katılıyor ve keşfediyorlar.

Babylon’ un önemli misyonlarından, aynı zamanda da önemli farklılıklarından biri de dünyada gruplar daha yeniyken Türkiye’ ye getirmesi. Çok net bir örnek vermek gerekirse Gotan Project ’in Fransa’ dan sonraki ilk konseri İstanbul’da olmuştur. Mesela Balkan Beat Box gibi bir müziği biz bu kadar müziğe yakın olmasaydık belki de bilmiyor olacaktık. Belki internet aracılığıyla bilecektik fakat bu kadar hızlı olmayacaktı. Eskiden festivaller dışında bir aktivite yoktu. İnsanlar Akbank Caz Festivali, Garanti Bankası Caz Festivali gibi festivallere giderlerdi . Bunun dışında sürekli bir performans merkezi gorevi gören bir mekan yoktu. Şimdi ise İstanbul gerçekten bir Avrupa şehri gibi. Nasıl Fransa’da, Amsterdam’ da ya da Londra’ da sokaklarda her yerde bir aktivite ile karşılaşıyorsanız İstanbul’da da öyle oldu. Bu noktada tabii Babylon öncü görevi yaptı.

Kisacasi, konu ile ilgili festivaller , müzik dergileri , radyo programları ve turneler sayesinde akımları takip ediyoruz. Ama bazen de fazla önden gittiğimiz durumlar olabiliyor. Mesela 3 ya da 4 sene önce “A’dan Z’ye Roman” diye bir seri yapmıştık. Bu etkinliğin tanıtımı için çok fazla tanıtım yapmış olmamıza karşın, Balkan müziği henüz ülkemizde şimdi kazandığı popülariteye sahip olmadığından, beklenen ilgiyi görmemişti.

“Mesela biz etkinlikleri Biletix’ten takip ediyoruz, sokakta yürürken Babylon’da gerçekleştirilecek etkinliğe dair flyer dağıtan birine rastlamadık. Başka hangi kanallar aracılığıyla insanlara ulaşıyorsunuz?”

Eskiden mesela çok flyer yapıyorduk, artık flyer yapmıyoruz onun yerine her ay 20.000 tane broşür yapıyoruz. Yaklaşık 4000 tanesi Biletix’e gidiyor. Bir kısmını Babylon Lounge olmak üzere kendi bünyemizde dağıtıyoruz. Bir dağıtım şirketi ile anlaşmamız var, belirlediğimiz mekanlara broşürlerimizi dağıtıyorlar. Bunun dışında, her yabancı konsere ve sponsor içeren etkinliğe poster yapıyoruz. İnsanların mekanlara gidip broşürleri alması biraz daha zor ama posterler daha etkili oluyor direkt dikkat çekiyor. Posterleri gören Babylon ‘nun olduğunu hemen anlayabiliyor çünkü kendine has bir çizgisi var.

Peki logonun hikayesi nedir?

Logonun hikayesini Babylon kitabında okuyacaksiniz. Logoyu yapan arkadaş Kerem Ünsal, şimdi çok iyi bir tasarımcı ancak o zaman üniversiteden yeni mezun olmuştu.

“Birbirinden güzel bu afişleri bir araya getirip hiç satışa sunmayı düşündünüz mü? Açıkcası ilk alıcılarından hemen olabiliriz oyle bir düşünce var ise:)”

Öyle bir düşünce yok ama insanlar Babylon logolu birşey almak istiyorlar, bunun talebi var. Bu talep üzerine, öncelikli olarak 3-4 adet İstanbul temalı T-Shirt hazirlanacak. 1-2 tane de Alaçatı temalı tasarım yapıldı.

Bunun dışında sezonsal albümler çıkarıcaz: mesela yazın daha yaz içerikli müziklerin olduğu bir albüm, kışın da iki tane daha caz icerikli albüm olabilir diye düşünüyoruz. Kışa girerken de bir tane elektronik bir albüm çıkarmayı düşünüyoruz.

Aslında bunların dışında posterlerimizi satmak iyi bir fikir, çünkü talebi çok yüksek. Kimbilir, belki internet sitesinden bir yarışma düzenleyip kazananlara dağıtılabiliriz.


Günümüzde hızla yayılan blog kavramını ele aldığımızda, neredeyse tüm markaların web sitelerinin dışında blogları da yayınlanmaktadır. Siz de markalaşmış bir mekan olarak blog oluşturmayı düşünüyor musunuz?

Tabii ki sitenin haricinde blog da olacak. Babylon gibi geçmişi çok geniş olan bir mekan için güncelliği açısından blog mutlaka şart. Blogda tabii ki herkes yazamayacak, müzik alt yapısına sahip tanıdığımız insanlar, müdavimlerimiz ve ekipten birkaç kişi yazacak. Facebook bizim için en önemli iletişim ağlarından biri ancak blog oluştururken daha kontrollü gitmeyi hedefliyoruz.

Bu arada web sitemizi de yenileyerek daha interaktif bir yapı kazandıracağız. Müthiş bir fotoğraf arşivimiz var, bunları site üzerinden kitlemizle paylaşacağız.


Babylon’ da bir organizasyona ev sahipliği etmek için hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?


Fuarlar ve festivaller aracılığıyla gelen bilgilere göre kendi seçtiklerimizin dışında, tarafımıza yapılan başvuruları değerlendiriyoruz. Öncelikle ilgili sanatçının müziğinin bizimle örtüşmesi öncelikli en önemli kriter. İkincisi albümünün olması bizim için önemli. Ama mesela albümü olmayan genç ama festivallerde yer alan ve özgün bir müzik yapan bir gruba da kapıları kapatmıyoruz. Kısacası müzik çizgisi ve sanatçının duruşu çok önemli.

Bunların dışında, sanatçının belli bir kitlesinin de olması önemli. Çünkü mekanın Babylon olması, programa alınan her etkinliğin iş yapacağı anlamına ne yazık ki gelmiyor. Her etkinlik için çok fazla reklam ve tanıtım maliyeti gerektiğinden, bu çarkı döndürebilmek cizgimizin dışına çıkmadan, hakikatten iş yapacak işler ortaya koymaya çalışıyoruz.

Bu arada bu sene Babylon Lounge’da her Çarşamba Evo Trio diye bir grup ile çalışmaya başladık. Bu şekilde Babylon’da sunamadığımız genç arkadaşlara da fırsat tanımış oluyoruz.

Biraz da Babylon’un ziyaretçi kitlesi hakkında konuşmamız gerekirse, tarz ve kültür olarak nasıl bir kitleye hitap ediyorsunuz?

Babylon ziyaretçileri çoğunluk müzik kültürü olan, müziği yakından takip eden genel olarak 20-35 yaş arası bir kitle. Böyle söyledim ama aslında her konserde profil de değişiyor. Bir DJ gecesinde daha çok 18-25 yaş erkek grubu ağırlıklı iken, Babylon’un Oldies but Goldies gecelerinde daha çok 10 kişilik gruplar halinde gelmiş bayanlar ağırlıklı. Bir Caz konserine daha çok 35-50 yaş arası bir profil hakimken, Türkçe bir grubun konserinde ise ağırlık Üniversiteli gençler olabiliyor. Değişen bir kitlemiz var. Ama bu iyi bir şey sonuçta her yaştan kitleye hitap etmek ve bu insanların bizi takip ediyor olması güzel bir şey.

Bu arada mekan olarak yeni bir proje var mı?

Pozitif tarafından açılacak 6000 kişilik “Black Box” adli bir konser alanı gündemde. Büyük grupları getirmek için de böyle bir mekana ihtiyaç vardı. Mesela Linkin Park gibi bir grubu 2000 kişilik bir mekana getiremezsiniz. Büyük ölçekli konserler için güzel bir proje olduğunu düşünüyorum.

Bugüne kadar birçok ünlü müzisyeni Babylon çatısı altında Türkiye ’de ağırladınız. Bu seneki ekonomik krizin sizin organizasyonlarınızda negatif bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa “kriz bizi teğet geçti.” diyenlerden misiniz?

Ekonomik kriz bizi teğet geçmedi tabii ki. Geçemez yani! Babylon Lounge’ da farklı bir anlayış söz konusu olduğundan, onun Babylon kadar etkilenmediğini söyleyebiliriz. Haftasonları da giriş ücretsiz ve DJler eşliğinde partiler olduğu için orada krizin pek bir etkisini görmedik. Ama krizin Babylon İstanbul’ da bir etkisi olduğunu düşünüyoruz. Güçlü bir programa sahip Mayis ayında bile bilette bir kayıp yaşadığımızı söyleyebilirim.

Bunun yanısıra barda da bir düşüş gözlemliyoruz. İnsanlar haklı olarak, cebindeki parayı daha kontrollü harcamaya başladı. 3 içki içeceğine bir içki içiyor mesela. Bu düşüş bizim açımızdan iyi birşey değil tabii ki.

Peki bu durum Alaçatı’ yı etkileyecek mi?

Hmm soru işareti var, onu henüz bilmiyorum. Yani Alaçatı’da tüm yiyecek ve içecek fiyatlarını son 3 yıldır aynı tutuyoruz. Insanlara destek olmak adına, bu sene de aynı koruyacağız. Bir de bu seneki konserlerimiz belli. Geçtiğimiz senelerde edindiğimiz tecrübelere göre Babylon İstanbul ile Babylon Alaçatı’ nın çizgilerinin farklı olduğunu öğrendik. Orada Alaçatı’ dayız, İstanbul’da değiliz. Sonuçta tatil mekanı. Orda daha mevsimsel konserler yapacağız. İlk sene Babylon İstanbul çizgisinde grupları getirdik fakat gördük ki orada farklı bir mekanizma söz konusu. Sonuçta Babylon İstanbul 400 kişilik ve gerçekten müzik takip edenlerin geldiği bir mekan ama Alaçatı’da insanlar eğlenmek istiyor. Bu da çok normal. Dolayısıyla bu yazki programımız bu düşünce ile olusturuldu. Emre Aydın, Mazhar Fuat Özkan, Teoman, Duman , Nil Karaibrahimgil, Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Kenan Doğulu yerli sanatçılarımız. Bunun dışında partilerimiz ve yabancı sanatçılarımız da olacak.

Babylon olarak müzik adına verebileceğiniz en iyi mesaj….

Babylon olarak her zaman keşfetmeye hazır olun diyoruz.

Bu güzel paylaşım için Babylon ekibine teşekkür ediyoruz.

No comments: