Wednesday, June 6, 2012



"Tayfalar sık sık yakalar, iş olsun diye,
 Koca deniz kuşlarını, albatrosları,
 Keskin çukurlar üstünden kayan gemiye
Eşlik eden o kaygı bilmez dostları."

Baudelair Albatros adli siirine boyle baslar. Her ne kadar okul yemekhanelerinde cikan tavuk etinin marti eti olduguna dair yaygin bir soylence varsa da, biz Istanbul'lular martilarimiza siirde bahsi gecen tayfalarin albatroslara davranisindan daha insancil davraniriz. Ondan olsa gerek, sabah asimizi onlarla seve seve paylasisimiz. Yurttan ayrilmadan bir gun once vapura bindim, elimde simit, guverteye ciktim ve taktim pesime beyaz marti surusunu Anadolu'dan Avrupa'ya. Oldum olasi sevmisimdir martiyi; kafamda vapurla birlikte anmisimdir. Haydarpasa onlerindeki dalgakirana dizilislerine, suya dalip cikislarina, vapurlarin peslerine takilislarina hep hayran olmusumdur. Hele bir de mevsim yaza donerken onlarin da burunlarinin onu kararmaz mi? :) Bu marticik resimdeki ufacik bir detay aslinda. Ama dalgalarin icinden firlayip, denize acilmasina bayildigim icin ozellikle paylasmadan gecemezdim. ;)

Ilustrasyon: Ole
For English please click CosieCosie.

4 comments:

Blogger Bolat said...

Çok şaşırdım, önce aklına sağlık sonra ellerine, çok akıllıca ve çok estetik bir çalışma :) ne diyeceğimi bilemiyorum ama kıskandığımı söyleyebilirim :)

A-H said...

cok guzel olmus yine, onceki gibi bunu da cok begendim :)
bende bunlari yastik falan yapmayi dusunmelisin, cok hos olur :)

Unknown said...

Ne guzel yorumlar bunlar, bende gurur duyuyorum arkadasim seninle, bir de gerisini gorunce alkislardan inleyecek ortalik :-)

Olé said...

Sevgili Bolat, cok tesekkurler. Kiskanma, sayende Basak gibi degerli bir insanla tanistim. :)
Sevgili A-H yastik hic de fena bir fikir degil ;)
Basakcim destegin icin tesekkurler. :)